Ve masal gibi günlerim de öyle başladı...
Şöyle ki, yarışmaya katılmak istememin tek nedeni, ikincilik ödülüydü: "Heybeliada'da 3 günlük konaklama"
1yarışmagüncesi
Reklam kampanyamızı hazırladık efendime söylim, pazartesi günü de gittik sunumumuzu yaptık. OF. Heyecan bambaşka bi şey. Ben ki dur durak bilmeden konuşma konusunda kendimi bir usta sanarken, heyecanlanınca hiç de öyle olmadığımı gördüm. O ne ilginç bir ruh halidir ! Mikrofon elimde, elimin titremesini engellemek için sımsıkı tutmuşum. Bir yandan de sesimin titremesini engellemeye çalışıyorum ama onu tutamıyorum işte. Ne mümkün! Artık bi ara kuş gibi ciyaklıyodum. Tecrübesiz olmak kötü azizim.
Aynı gün, sonuçları bekliyoruz. Rakiplerimizin neler yaptığından haberimiz yok. Ama herkese dualar ediyoruz: "İnşallah siz 1.olursunuz".
2. olmak istemek daha stresli. Hani düşünsenize, 1. lik bile memnun etmicek.
Kısa ama stresli bir bekleyişten sonra sonuçlar açıklanınca öğrendik ki, bizler 2. olmuşuz. Buna birincilerin birinci olmasından daha çok sevindik kanımca bizler.
Aklımızdansa şu dizeler geçiyodu tam o esnada:
"Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkardık,
Sandallarımız neşe dolar zevke dalardık.."
Dereceler açıklandı efendim..Bizler ağzımızı kapatamayan hallerimizle katılım belgelerimizi aldık, fotoğraf çekindik ve her şey orada bir rüya gibi geçti, bitti sandık. Yanılmışız. Ödüllerimizi fakültemizin 60. yılı için düzenlenen gala yemeğinde alacağımız müjdelenince ve elimize davetiyeler de verilince bu işin daha da keyifli bir hal alacağını düşündük.
Ve işte gala yemeğinin olduğu gün, yani dün, hazırlandım ve bu güzel yemeğe "davetli" olarak katılmanın vermiş olduğu huzurla,-o tabiri caizse "kalburüstü" kalabalığın içinde- garip bi aidiyet duygusu hissettim. Ödüllerimizin o gece verilmeyecek olmasını öğrenmem dahi saadetimden çalamadı. Cinderella da böyle hissetmiş olmalı diye düşündüm.
Ve masal günler de böyle sona erdi.
Ama bir de Heybeliada var di mi !
Okula daha sık gitmeye başladıkça, daha bi sevmeye başladım okulumu. En azından "okulum" diye sahiplenebiliyorum. Harika insanlar tanımaya başladım. Harika derken, gerçekten "harika". Hocaların isimlerini öğreniyorum mesela. Tanımaya başladım yavaş yavaş. "Keşke daha uzun sürem olsaydı bu okulda" bile dedim. Öyle.
Tatile odaklanmış durumdayım. Hayır hayır, Heybeliada'ya değil. Şu aylarca sürecek olan tatile.
Korkuyorum da bi yandan. Hani böyle çok mutluyum. Yani gerçekten çok. Hatta belki de benim mutluluk şahikam bu yani. Ama insan doruğa gelince inişler başlar ya hep. Böyledir bu. Ondan korkuyorum işte ben de.
Of. Her şeyi unutup bomboş yatma hayalleri kurmak istiyorum.
Ah ! Bir de şu dergi işi var di mi ...
Her şeyi unutamıyorum.
Seni seviyorum.*
_________________________________________
* Bunu daha sık kullanmaya başlamalıyım.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder